PAMUK ŞEKERİNDEN DAVALAR - 2


Çocukluğumdan beridir düşünüyorum, paylaşılamayan ne? Neden insanlar ölüyor hep enkazların altında, bomba yağmurlarında ya da kör bir kurşunla... Kim neyi istiyor ki şu kısacık hayatta insan canına mâl olacak kadar. Kim neye aşık ki bu kadar gözleri kör, kulakları sağır. Hangi güç vurduruyor ki insanı insana...

Çocukluğumdan beri anlamadım amcamla babam arasındaki siyasi bayram çatışmalarını. Önce bayramlaşılırdı sonra televizyon açılıp çıkınca kravatlı, çokça mühim (!), çokça muhterem(!) zâtlar; bir yaygara kopardı babamla amcam arasında avukatmışçasına. Neydi peki dert, kim kime kimi savunuyordu...

Çocukluğumdan beri bulamadım mantıklı bir açıklama, akraba ziyaretlerinde, bayramlarda seyranlarda, en acısıysa taziye için gidilen ölü evlerinde dahi yapılan avukatlıklara... Anlamlandıramdadım insanların yaptıkları savunmaları kahve köşelerinde... Biz zaten hiç atamadık ki üzerimizdeki üniforma zehrini, giyemedik en giyinmemiz gereken insan kıyafetlerimizi...

Almamız gereken en büyük dersi çocuklardan almalıydık belki de, tek derdi pamuk şekeri alamamak olan, elindekini de arkadaşıyla paylaşacak kadar kocaman yüreğe sahip küçük cüsseli masumiyetlerden... İnsanın en safça halinden gelen ve henüz saçma sapan dava şuurlarına kapılmamış çocuklardan....

Bir büyüğümün dediği gibi  hangi dava adamının kıyafeti üstündür ki bir çocuktan. Hangi dava önemlidir ki bir çocuk gülüşünden... Cevabı hepimiz biliyorsak eğer, pamuk şekerleriyle sokakta gezmek varken , neden bu kavga, neden bütün bu olan biten.

20 yaşında bir çocuğum,
Ve bi davam olacaksa, bi dava seçmek zorundaysam.
Sizinkini  bilmem ama benim ki pamuk şekerinden...

Yorumlar

Popüler Yayınlar